1 Ekim 2025’te başlıyor! A101, BİM, ŞOK, MİGROS’ta fiyatlar tek tek değişecek

Eyl 22, 2025 - 11:50
1 Ekim 2025’te başlıyor! A101, BİM, ŞOK, MİGROS’ta fiyatlar tek tek değişecek

1 Ekim 2025’ten itibaren çiğ süte zam geliyor. Ulusal Süt Konseyi’nin aldığı kararla süt fiyatı 19,60 TL’ye çıkacak. Bu artış, A101, BİM, ŞOK ve Migros gibi zincir marketlerde peynir, yoğurt ve tereyağı başta olmak üzere tüm süt ürünlerinin etiketlerine yansıyacak.

Türkiye’de gıda enflasyonunun en çok hissedildiği alanlardan biri olan süt ve süt ürünleri, Ulusal Süt Konseyi’nin aldığı kararla yeni bir zam sürecine girdi. Konsey, 1 Ekim 2025 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere çiğ sütün tavsiye satış fiyatını artırdı. Yeni fiyat 19,60 TL olarak açıklandı. Bu karar, yalnızca üretici tarafını değil, aynı zamanda milyonlarca tüketiciyi de doğrudan ilgilendiriyor.

Süt, peynir, yoğurt, tereyağı ve dondurma gibi temel gıda ürünleri, bu artışla birlikte raflarda zamlı etiketlerle yerini alacak. Uzmanlar, kararın özellikle dar gelirli ailelerin mutfak masraflarını artıracağı konusunda uyarıyor.

Üreticinin talepleri karşılık buldu

Zam kararı, aslında uzun süredir gündemdeydi. Yem, enerji ve işçilik maliyetlerindeki yükseliş nedeniyle üreticiler, fiyatların güncellenmesini talep ediyordu. Tüm Süt, Et ve Damızlık Sığır Yetiştiricileri Derneği (TÜSEDAD), sürdürülebilir üretim için çiğ süt fiyatının en az 21 TL olması gerektiğini savunuyordu.

Her ne kadar belirlenen 19,60 TL’lik fiyat beklentilerin altında kalsa da üreticilere nefes aldıracak bir adım olarak değerlendiriliyor. TÜSEDAD, yaptığı açıklamada, “Çiftçi ayakta kalamazsa sanayi çöker, sanayi çökerse tüketici güvenilir gıdaya ulaşamaz” ifadelerine yer vererek, kararın gıda güvenliği açısından kritik önem taşıdığını vurguladı.

Market raflarında zincirleme etki

Çiğ süt fiyatının yükselmesi, market raflarında zincirleme bir artışa neden olacak. Artan maliyetler, yalnızca sütle sınırlı kalmayacak; peynir, yoğurt, tereyağı, kaymak ve dondurma gibi ürünlerin tamamı zamlı fiyatlarla tüketiciye ulaşacak.

A101, BİM, ŞOK ve Migros gibi zincir marketler, 1 Ekim’den itibaren yeni fiyatları etiketlere yansıtmaya başlayacak. Böylece temel gıda harcamaları içinde büyük bir paya sahip olan süt ürünleri, hane bütçelerinde daha fazla yük oluşturacak.

Yapılan araştırmalar, Türkiye’de hane halkı harcamalarının önemli bir kısmının gıdaya ayrıldığını gösteriyor. Bu nedenle süt ve süt ürünlerine gelen zam, enflasyonun günlük hayatta daha sert hissedilmesine yol açacak.

Dar gelirli aileler zorlanacak

Türkiye’de özellikle düşük gelirli aileler, temel gıda ürünlerindeki fiyat değişimlerinden doğrudan etkileniyor. Süt ve süt ürünleri, çocuklu ailelerin beslenme düzeninde önemli bir yer tutuyor. Uzmanlar, çiğ süt fiyatına yapılan bu zammın, sağlıklı beslenme alışkanlıklarını da olumsuz etkileyeceğini düşünüyor.

Beslenme uzmanları, ailelerin süt ve süt ürünlerini yeterli miktarda tüketememesinin özellikle çocukların gelişiminde risk oluşturabileceğini belirtiyor. Bu nedenle devletin dar gelirli ailelere yönelik destek mekanizmalarını güçlendirmesi gerektiği vurgulanıyor.

Yeni zam kapıda mı?

Ulusal Süt Konseyi, fiyatın Aralık 2025’te yeniden değerlendirileceğini açıkladı. Bu ifade, yılın sonuna doğru yeni bir zam ihtimalini gündeme taşıyor. Enflasyonist baskılar, dövizdeki dalgalanmalar ve girdi maliyetlerindeki artış, fiyatların yeniden yükselme riskini artırıyor.

Sektör uzmanları, bu tür kademeli fiyat güncellemelerinin, üreticilerin ayakta kalmasını sağlamak için zorunlu olduğuna dikkat çekiyor. Ancak bu adımlar, tüketici açısından sürekli artan bir maliyet anlamına geliyor.

Gıda enflasyonu daha da yükselebilir

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre gıda enflasyonu zaten yüksek seviyelerde. Çiğ süt fiyatındaki artışın, önümüzdeki aylarda genel gıda enflasyonunu daha da yukarıya taşıması bekleniyor. Süt ve süt ürünleri, hane halkı tüketiminde önemli bir yer tuttuğu için fiyat değişimleri doğrudan enflasyon oranlarına yansıyor.

Uzmanlar, süt sektöründeki fiyat artışlarının yalnızca üretici-tüketici dengesini değil, aynı zamanda ekonomideki genel fiyat istikrarını da etkilediğini söylüyor. Bu nedenle alınan karar, hem tarım sektörü hem de tüketici tarafında uzun vadeli sonuçlar doğuracak.